Ankara Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Recep Akdur, hükümetin "Sağlıkta Dönüşüm Programın"da başarılı olabilmek için 2003 yılından Haziran 2009'a kadar halka, sağlık çalışanlarına, özellikle de muayenehane, eczane, sağlık merkezi, hastane gibi küçük işletme sahiplerine şirin görünme, popülist bir politika içinde olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Akdur, hükümetin başta eczacılar ve muayenehane sahibi hekimler olmak üzere küçük işletme sahibi kitlelerin desteğini ve gücünü arkasına alarak, programın başlangıcında çok hızlı yol aldığına dikkat çekerek, "Aynı şekilde, halka mahalle eczaneleri ve tüm hastanelerin kapıları açan hükümet, sağlık harcamalarının önündeki her türlü kontrolü ortadan kaldırmıştır. Böylece halk desteğini de arkasında buldu. Hatta seçimi kazanmasında bu uygulamaların da payı olduğu söylenebilir" değerlendirmesinde bulundu.
"Sağlık harcamalarında kara erken görüldü"
Prof. Dr. Akdur, hükümetin uygulamalarının bir hedefi ve sınırı olduğunu ifade ederek, "Hedef sağlık harcamalarının tamamını halkın sırtına yüklemek ve sağlık sektörünün tamamını da ulus ötesi sermayenin denetimine sokmaktır. Sınır ise kamudan yapılacak harcamaların tavan yapmasıdır. Aşırı populist uygulamalar nedeniyle harcamalardaki tavana erken ulaşıldı. Yani kara erken göründü . Bunu sürdürebilmenin tek yolu harcamaları kısmak ve tekrar halkın sırtına yüklemektir" diye konuştu.
Eczaneler kapanacak
Prof. Dr. Akdur, Haziran 2009'dan itibaren tüketimi kısıtlayıcı önlemlere, Ekim 2009'dan itibaren ise katkı payı ve fark uygulamalarına başlanmasına ilişkin olarak, "Bu süreç, halk ile olan cicim ayı sürecinin bittiğini ve saldırı dönemine geçildiğini gösteriyor. Aynı şekilde küçük işletmelerle olan cicim ayı da ocak 2010'da bitti. Eczaneler ve muayenehaneler kapanacak, küçük hastaneler yok edilecek. Kartellerin çalışanı olmayan eczacı, doktor ve diğer sağlık çalışanlarını zor günler bekliyor" ifadelerini kullandı.
Haber
Tagler: Hiç etiket yok
Comments: 
(0)
Henüz yorum yapılmamış