Submitted by: nersah   Date: 2009-05-31 16:52
Doktorların tam gün çalışmasına ilişkin yasa tasarısına 35 uzmanlık derneğinden oluşan platform ile özel hastaneler, "Muayenehane kapattırma, kölelik ve mobil profesör tasarısı" diye tepki gösterdi.

Sektör, ilk etapta gazete ilanlarıyla tasarıya karşı çıkacak. Tasarının yasalaşması halinde muayenehanelerin kapanacağı ve 58 bin kişinin de işsiz kalacağı ileri sürülüyor.

TBMM’ye sunulan doktorların tam gün çalışmasına ilişkin tasarı kıyameti kopardı. 35 uzmanlık derneğinden oluşan platform ile özel hastaneler, "Muayenehane kapattırma, kölelik ve mobil profesör tasarısı" diye tepki gösterdikleri tasarıya tam sayfa gazete ilanlarıyla karşı çıkma ve eylem kararı aldılar. SES ve Türk Sağlık Sen tasarının kamudaki doktor açığını artıracağını savundu.

Üniversite hastaneleri

Tasarıda üniversite hastanelerine performansa dayalı döner sermaye uygulaması getiriliyor. Bu uygulama ile hastanelerin gelirlerinin azalacağı, zaten ekonomik sıkıntı içindeki bu hastanelerinin iflas edeceği savunuluyor. Tasarı ile doktorların muayenehanelerini kapatmak zorunda kalacakları için buralarda çalışan 58 bin kişinin işsiz kalacağı, devletin ise 2007 rakamlarıyla 386 milyon liralık kurumlar vergisi kaybına uğrayacağı da iddia edildi.

Çalışma barışı bozulacak

Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, bu uygulamaların kamuda doktor açığını artıracağını belirterek, şunları söyledi: "Böyle giderse kamuda doktor tutamazlar. Bu tasarı, kamu hastanelerinin özel hastanelerle yarışamayacağını gösteriyor. Tasarıya göre, bir uzman hekimin maaşı 1700 lira. Bu hekim, döner sermaye ile en fazla 3 bin lira maaş alıyor. Oysa özel hastanelerde doktorların maaşları neredeyse 10 bin liradan başlıyor. Hekimler ve hekim dışı sağlık personeli arasındaki ücret farkı da giderek artıyor. Bu da çalışma barışını bozacak."

Ayda 2 bin 500 film


Radyoloji uzmanlarına gelince, yurt dışında bir radyolog 2 bin 500 film çekerken, Türkiye’de bu sayı 12 bin 500’e çıkıyor. Öncelikle bu sorunun çözülmesi gerekiyor. SES Genel Başkanı Bedriye Yorgun ise yasa tasarısının sadece doktorların tam gün çalışmalarını kapsamadığını, tam bir torba yasa hazırlığı olduğunu söyledi.

Doktorlarımızı patronların siyasilerin zulmüne atmayız

ÖZEL Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) Başkanı Reşat Bahat, bu yasa tasarısına karşı ilanlı kampanyalar yapılacağını ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a mektup niteliğinde görüşlerin açıklanacağını söyledi. Bahat, şunları dile getirdi: "6 yıl önce muayenehanesi olan doktor oranı yüzde 80’lerdeydi. Ancak şu anda yüzde 17’ye inmiş durumda. Bu oran son derece makul ve yararlı bir oran. Þimdi bunu da yok etmenin hiçbir mantığı yok. Bizler patronuz ama bu konuda doktorlarımızın yanındayız. Doktorları siyasetin ve patronların zulmüne atamayız. Buna karşıyız." Hürriyet Gazetesinden


TTB-UDEK Tam Gün Yasa Tasarısı Görüşleri


TTB-Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu olarak, Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan "Tam Gün Yasası" 27 Mayıs 2009 tarihinde yasalaşmak üzere TBMM’ye sunulan “Tam Gün” çalışmaya dair yasa tasarısı üzerine, aşağıda yer alan görüşlerimizi bir kez daha kamuoyu ile paylaşmayı gerekli gördük.
Tam gün çalışma, bundan 31 yıl önce, 1978’de çıkartılan "Sağlık Personelinin Tam Süre Çalışma Esaslarına Dair Kanun" ile uygulanmaya konmuş ve hekimlere başta tam gün ve eğitici tazminatı olmak üzere çeşitli kazanımlar getirmişti. Ancak, yasa çıktığından itibaren çeşitli engellemelerle karşılaşılmış; yasanın öngördüğü ekonomik ve sosyal güvenceler uygulamaya yeterince yansıtılamamış; giderek de yanlış uygulamalarla yasayla elde edilen kazanımlar kısa sürede ortadan kaldırılmıştır. Sonunda da, 1980’de Tam Süre Yasası yürürlükten kaldırılarak, yarı zamanlı çalışmaya yeniden izin verilmiştir.

Bugün, yeni bir düzenlemeye gidilerek, güvencesiz ve kaynağının ne olacağı belirsiz bir ücretlendirme ve esnek çalışma sistemiyle tam gün çalışma zorunluluğu getirilmek istenmektedir. Günümüz koşullarında, tam günü, Sağlıkta Dönüşüm Programı adı altında yapılan düzenlemelerden bağımsız olarak değerlendirmek bizi yanıltıcı sonuçlara götürecektir.

Tam günün getirilmek istendiği koşullara baktığımızda şunları görüyoruz: Sağlıkta Dönüşüm Programının temel dayanaklarından birini oluşturan Genel Sağlık Sigortasısisteminde, sadece prim ödeyebilenlere sınırlı bir sağlık hizmeti sunulmaktadır. Bu sistemde, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) finanse ettiği hizmet, temel teminat paketinin kapsamıyla sınırlıdır.

Çıkarılmakta olan yeni yasalarla, kamu ile özel sağlık kurumu ayrımı ortadan kaldırılmak istenmektedir. Bunun daha açık ifadesi, kamunun, özel sağlık kuruluşu anlayışına uygun olarak yapılandırılmakta olduğudur.

Yeni düzenlemeler arasında, Tam Gün ve Kamu Hastane Birlikleri yasa tasarıları önemli bir yer tutmaktadır. Kamu Hastane Birlikleri yasası ile kamu hastaneleri ‘özerk' hale getirilerek işletme anlayışına göre yönetilecek ve bu kurumlara yapılan genel bütçe katkısı ortadan kaldırılacaktır. Tam Gün yasasıyla ise, özelde büyük hastane zincirlerine, kamuda özelleştirilme yolundaki üniversite ve devlet hastanelerine ucuz iş gücü sağlanmasının planlandığını görüyoruz..

Tam gün uygulaması, SGK’nın anlaşma yapmadığı, başta muayenehaneler olmak üzere, büyük hastane zincirlerinin dışındaki sağlık kuruluşlarını kapanma durumuna getirecek; hekimleri, düşük ücretle ve güvencesiz olarak, özel hastaneler ile “özerkleştirilmiş” kamu kurumlarından birini tercih etmeye zorlayacaktır. Bu yasayla, hekimlerin çalışma koşullarının, ister kamuda ister özel sağlık kuruluşlarında olsun, giderek ağırlaşacağını öngörmek yanlış olmaz..

Tam gün yasasıyla, üniversite ve eğitim hastanelerinin önüne konulmak istenen temel hedef, nitelikli sağlık hizmeti sunulması, eğitim ve araştırmaların niteliğinin yükseltilmesi değil, bir işletme anlayışıyla yönetilecek olan sağlık kurumlarına daha fazla kazanç sağlanması, daha fazla işlem yapılarak döner sermaye gelirlerinin artırılmasıdır. Bunun yolu da, “performans” olarak adlandırılan ve çalışanlara güvencesiz, özlük haklarından yoksun “sözleşmeli” konumda bir çalışma vaat eden bir sistemden geçmektedir. Bir tür “hizmet başı ödeme” sistemi olan performans uygulamasının, tıp fakültelerinde oluşturacağı hasarı tahmin etmek zor değildir. Ayrıca, tam gün uygulamasıyla, üniversite döner sermaye gelirlerindeki azalmanın, bütçeden giderek daha az kaynak aktarılan üniversite hastanelerinin çöküşünü daha da hızlandıracağı unutulmamalıdır.

Bu değerlendirmeler, üniversitelerde tam gün uygulamasına geçişle birlikte öğretim üyelerini bekleyen açmazı ortaya koyuyor: Ya asgari yaşam koşullarını sağlamak adına daha fazla işlem, daha fazla kazanç anlayışının hakim olduğu “performans” uygulamalarının bir parçası olmak, ya da eğitim, araştırma, nitelikli sağlık hizmeti sunumu gibi iyi hekimlik değerlerini sürdürmeye çalışarak düşük bir temel ücret ile yoksulluğa mahkum edilmek. Öte yandan, büyük özel hastanelerde düşük ücretle çalışmak zorunda kalmanın, hekimler için daha iyi koşullar sağlamaya yönelik bir seçenek olmadığı da açık olarak görülüyor.

TTB-Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu olarak, bir kez daha, getirilmek istenen tam gün çalışma düzeninin bu şekliyle ülkemizin yararına olmayacağını ifade ediyor; yukarıda belirttiğimiz görüşlerimiz doğrultusunda hükümeti bir an önce bu Yasa Tasarısı’ndan vazgeçmeye çağırıyor; bunun yerine hekimler ve diğer sağlık çalışanları için; emekliliğe yansıyan, kalıcı özlük hakları ve insani yaşam koşulları yaratan, özelde çalışanlara da diledikleri kurumda çalışma olanağı sağlayan, emeğe saygının gösterildiği bir düzenlemeden yana olduğumuzu bildiriyoruz.

Tam gün yasa tasarısını, yukarıda da belirttiğimiz gibi, ülkemizde uygulanmakta olan sağlık politikalarının bir parçası olarak görüyor, tam gün konusunda bu bağlamın dışında yapılan değerlendirmelerin ve bu doğrultuda hazırlanan duyuru ve ilanların halkımıza yönelik doğru bir mesaj içermediğini düşünüyoruz..
Derneğiniz üyelerini, ekte duyurusuna yer verdiğimiz, 12 Haziran 2009 tarihinde, Ankara’da düzenlenecek olan ve ana başlıkları arasında tam gün yasa tasarısı, rotasyon uygulaması, performansa dayalı ödeme uygulaması gibi konuların yer aldığı “Hükümet, YÖK ve Tıp Fakülteleri: Güncel Gelişmeler ve Ne Yapmalıyız?” başlıklı toplantıya davet ediyoruz. Katılımınız haklı taleplerimizi ortaya koymada bizi daha güçlü kılacaktır.



Türk Tabipleri Birliği halen Bakanlıkta taslak çalışmaları hazırlanan Tam Gün Yasasıyla ilgili olarak isteklerini sıraladı. Hazırladıkları afişte isteklerini sıralayan TTB;

Tam süre tazminatı,
Eğitici tazminatı,
İş güvencesi,
Kazanılmış hakların korunması,
Emekliliğe yansıyan ücretlendirme,
Haftalık 40 saat çalışma,
Grevli toplu sözleşme,
Sendika hakkı içeren bir tam gün çalışmayı istediklerini belirtti.

Sağlık Bakanlığı sitesindeki tam gün yasa tasarısı için tıklayınız 
Tagler: Hiç etiket yok

Comments: (0)

Henüz yorum yapılmamış